Geleceği korumak ve sorumluluk almak, her birimizin çevreye karşı borçlu olduğu en önemli görevlerden biri. Doğa ve çevre aktivisti Güven İslamoğlu ile yapılan bu özel röportaj, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmenin yollarını keşfetmek isteyen herkes için ilham verici içerikler sunuyor. “Farkındalık varsa umut var” diyen İslamoğlu, çevre bilincine sahip olmanın ve günlük hayatımıza entegre edeceğimiz ufak değişimlerin, doğaya olan etkilerimizi azaltmada nasıl büyük rol oynayabileceğini anlattı.
Örneğin, plastik tüketimimizi sınırlamak, araç kullanımımızı azaltmak, ya da basit bir şekilde geri dönüşümü bir alışkanlık haline getirmek gibi küçük adımlar, uzun vadede karbon ayak izimizi ciddi ölçüde düşürebilir. İslamoğlu, sürdürülebilir büyüme yerine “sürdürülebilir küçülme” kavramına dikkat çekerek, ihtiyacımızdan fazlasını tüketmekten vazgeçmemiz gerektiğini belirtiyor. Yani, sürdürülebilirlik yalnızca teknoloji ve inovasyonla desteklenen bir büyüme değil, aynı zamanda bilinçli bir şekilde daha az tüketmeyi ve kaynaklarımızı daha verimli kullanmayı kapsayan bir yaşam biçimi olarak tanımlanmalı. Röportajda, doğa aktivistliği ve çevre aktivistliği arasındaki farklara da değinildi.
İslamoğlu’na göre doğa aktivistleri, doğrudan doğal yaşamın korunmasına odaklanırken, çevre aktivistleri daha çok kirliliğin azaltılması, sürdürülebilir kaynak kullanımı ve karbon ayak izinin küçültülmesi üzerinde çalışıyor. Örneğin, bir doğa aktivisti ormanları korumak için ağaç dikme ve orman alanlarını genişletme projelerine katılırken, bir çevre aktivisti atık yönetimini iyileştirmek ve geri dönüşüm oranını artırmak için çalışabilir. Bu iki alanın birbirini tamamladığını belirten İslamoğlu, hem doğayı hem de çevreyi koruyarak daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir dünya yaratabileceğimizi vurguladı.
Ayrıca, sürdürülebilirlik için yapılacak harcamaların gerekliliğini ve teknolojiyi takip etmenin önemini belirten İslamoğlu, enerji tasarruflu cihazlar, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım ve doğa dostu ulaşım çözümlerinin uzun vadede hem çevreyi koruyacağını hem de ekonomiye katkı sağlayacağını ifade etti. Örneğin, güneş panellerine yatırım yaparak hem enerji maliyetlerini düşürmek hem de karbon emisyonunu azaltmak mümkün. Elektrikli araç kullanımının yaygınlaşması veya şehir içi ulaşımda bisiklet gibi çevre dostu alternatiflerin teşvik edilmesi de karbon ayak izimizi küçültmek için somut adımlar olarak öne çıkıyor.
Sonuç olarak, Güven İslamoğlu’nun mesajı net: Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak istiyorsak, sürdürülebilir bir yaşam biçimini benimsemeli, bilinçli tüketimi hayatımıza entegre etmeli ve çevre dostu teknolojilere yönelmeliyiz. Karbon ayak izimizi küçültmek, çevreye duyarlı bir hayat sürmek ve doğayı korumak, bireysel sorumluluklarımız arasında. Bu adımları atmak, çevreye katkı sağlamakla kalmaz; aynı zamanda gelecek için umut ve ilham dolu bir örnek oluşturur.